Helal Kazancın Önemi

 Dünyalık bir mala, eve, arabaya ve diğer eşyalara sahip olmak insan fıtratında olan bir duygudur. Sahip olduğumuz her bir nimet ve dünyalık bizim için emanettir. Bir kişinin imanı yok ise evladı ve dünyalığı ne kadar çok olursa olsun faydası yoktur.  Kur'an-ı Kerim şöyle haber vermektedir:

اِنَّ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا لَنْ تُغْنِيَ عَنْهُمْ اَمْوَالُهُمْ وَلَٓا اَوْلَادُهُمْ مِنَ اللّٰهِ شَيْـًٔاۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمْ وَقُودُ النَّارِۙ

 “ İnkâr edenlerin malları da evlâtları da Allah’ın azabına karşı onlara hiçbir yarar sağlamayacaktır. İşte onlar cehennemin yakıtıdır.”  (Âl-i İmran,3/10)

       Maişet Yolunda

Her insan hayatını devam ettirmek için dünyalık mala ihtiyaç duyar. İnsanın yeme-içme, barınma ve giyinme gibi temel ihtiyaçları vardır. Bu sebeple çalışır. Çünkü maişet, her insanın hayatta kalması için birinci konudur. Bu sebeple çalışır, üretir, ticaret yapar veya bir başkasından miras ve hediye gibi yollarla dünyalık imkânlar elde edebilir.  

Rızkı veren Allah’tır. Biz sebeplere sarılırız. Ama nihayetinde biliriz ki kâinatın sahibi olan Rabbimiz bize bahşeder.

اِنَّ اللّٰهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَت۪ينُ

“Şüphesiz rızkı veren, sarsılmaz gücün sahibi olan yalnızca Allah’tır.” (Zâriyât,51/58)

Allah nimetlerini kulları arasında paylaştırır.

Rabbinin rahmetini paylaştırmak onlara mı düşmüş? Dünya hayatında onların geçimliklerini biz paylaştırdık. Bir kısmı diğerini istihdam etsin diye kimini kiminden derecelerle üstün kıldık. Rabbinin rahmeti onların biriktirdiklerinden daha hayırlıdır.” (Zuhruf,43/32)

Rızkı Allah’ın yanında aramak görevimizdir.

Siz Allah’ı bırakıp birtakım putlara tapıyor, asılsız inançlar uyduruyorsunuz. Kuşkusuz Allah’ı bırakıp da taptığınız bu şeyler size rızık vermekten âcizdirler. O zaman rızkınızı Allah’ın katında arayın, O’na kul olun, O’na şükredin; sonunda O’na döneceksiniz.” (Ankebut,29/17)

Helalinden Kazanmak ve Malı Kaybetmek

Kazanmak ve biriktirmek insanın fıtratında vardır. İnsan mizacı gereği hep kazanmak ister. Kaybetmek istemez. Hatta insanoğlu bununla övünür bile. Bir de değişik vesilelerle malını / dünyalığını kaybedebilir. Mala sahip olmak veya kaybetmek her ikisi de imtihandır. Kazandığı dünyalığın esasında kendisinde bir emanet olduğu bilgisini / bilincini unutmaz ise bu güzeldir. Elindeki malından / dünyalığından bir kısmını veya tamamını kaybetmek ise apayrı ve zor bir imtihandır. Kur'an-ı Kerim şöyle haber vermektedir:

وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِنَ الْخَوْفِ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِنَ الْاَمْوَالِ وَالْاَنْفُسِ وَالثَّمَرَاتِۜ وَبَشِّرِ الصَّابِر۪ينَۙ

“ Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele! “ (Bakara,2/155)

Müslüman için malının / dünyalığının çokluğundan önce önemli olan helal olmasıdır. Ticarette aldatmak, çalmak veya haksız yolla mal elde etmek Kur'an-ı Kerimin yasakladığı temel konulardandır. Haksız yere helal olmayan yol ve yöntemle mal / dünyalık sahibi olmak yasaktır. Şöyle buyrulmaktadır:

 

وَلَا تَأْكُلُٓوا اَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ وَتُدْلُوا بِهَٓا اِلَى الْحُكَّامِ لِتَأْكُلُوا فَر۪يقًا مِنْ اَمْوَالِ النَّاسِ بِالْاِثْمِ وَاَنْتُمْ تَعْلَمُونَ۟

 

Mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin. Bile bile, günaha saparak, insanların mallarından bir kısmını yemeniz için onun bir parçasını yetkililere aktarmayın.”(Bakara,2/188)

  Müslüman helal ve haram dairesinde ömrünü sürdürür. Elbette temel görevimiz helal olana talip olmaktır. Müslüman bilerek haram olan bir mala/dünyalığa talip olmaz ve el uzatamaz. Meşru olmayan yolla dünyalık temini haramdır. Kur'an-ı Kerim bu hususu birçok yerde açıkça ifade etmiştir. Şöyle buyrulmuştur: 

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَأْكُلُٓوا اَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ اِلَّٓا اَنْ تَكُونَ تِجَارَةً عَنْ تَرَاضٍ مِنْكُمْ وَلَا تَقْتُلُٓوا اَنْفُسَكُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ بِكُمْ رَح۪يمًا

Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin; ancak karşılıklı rızânıza dayanan ticaret böyle değildir ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir.  (Nisa,4/29)

  Efendimiz (s.a) şöyle buyurmuşlardır:

“إِنَّ أَطْيَبَ مَا أَكَلَ الرَّجُلُ مِنْ كَسْبِهِ وَإِنَّ وَلَدَهُ مِنْ كَسْبِهِ.”

“İnsanın yediği şeylerin en güzeli, kendi kazancından olandır ve kişinin çocuğu onun kazancındandır.”(Nesâî, Büyû’,1)

 Müslüman kişi, bir mal veya dünyalık için şu üç hususu ihmal edemez:

1-    Malı elde ederken meşru / helal yolla olmasına dikkat eder,

2-    Mal elinde iken üzerine düşen zekât, sadaka veya kurban gibi sorumlulukları yerine getirir,

3-    Malı elinden çıkarırken meşru olan yolla çıkarmaya dikkat eder.

Helal Kazanç Bize Ne Kazandırır?

-         Helale talip olmak imanımızın gereğidir. Kul olmanın gereğidir. Her Müslüman bilir ki haram olan bir şey kendisi için yasak alandır.

-         Helal ile meşgul olan kişi kul olmanın sınırlarını biliyor demektir.

-         Malın sahibini unutmamaktır. Çünkü mülkün sahibi Allah’tır. Kullar emanetçidir.

-         Aile içi ve toplumsal huzuru sağlar. Helal olana talip olan herkes hakkına razı olur ve başkasının malında / dünyalığında gözü olmaz.

-         Helal kazanca talip olmak emeğe saygıdır. Helal kazanç için çalışan her insanın kazandığı muhteremdir. Bu sebeple helal kazanca talip olan başkalarının kazandığı helal mala / dünyalığa saygı duyuyor demektir.

-         Helal kazanç için uğraşmak kişi için nafile ibadet gibidir. Peygamber Efendimiz (s.a) şöyle buyurmuşlar:

“Eğer bu kimse çocuklarının geçimi için çalışırsa, Allah yolundadır. Eğer yaşlı ana babasının ihtiyaçlarını gidermek için çalışırsa, onun yaptıkları yine Allah yolunda hizmettir. Eğer kendi izzet ve erdemi için çalışırsa, onun yaptıkları yine Allah yolundadır. Fakat riya ve gösteriş için çalışmaya koyulursa, işte o zaman o, şeytanın yolundadır.” 

“Dul kadınların ve yoksulların ihtiyaçlarını gidermeye çalışan kimse, Allah yolunda cihad eden veya geceleri namazla, gündüzleri oruçla geçiren kimse gibidir.”  (Hadislerle İslâm,5/41)

-         Helal fıtrata uygun olandır. Haramların kişiye ve toplama çok sayıda zararları vardır.

-         Helal bir mal / dünyalığa talip olmak bereket sebebidir. Hayatını bereketlendirir. Malı/dünyalığı az olabilir, ancak huzuru ve ağzının tadı yerindedir.