AİLE İÇİ İLETİŞİMDE NEZAKET DİLİ

 Aile huzur ve sükûnettir: Sekinet-Meveddet-Rahmet

 Toplumun en küçük parçası olarak tarif edilir.

Ailede örneğimiz hâne-i saadettir. Yani Efendimiz (s.a) ‘in hanesidir.

Kur'an-ı Kerim kadın ve erkeği şöyle haber verir:

 وَاَنَّهُ خَلَقَ الزَّوْجَيْنِ الذَّكَرَ وَالْاُنْثٰىۙ

“ Ve O, iki eşi, erkeği ve kadını yarattı.” (Necm, 53/45)

Efendimiz de şöyle buyurmaktadır: “ Kadınlar, erkeklerle birlikte bir bütünü tamamlayan diğer yarıdır.” ( Ebû Dâvûd, Tahâret, 94)

 وَمِنْ اٰيَاتِه۪ٓ اَنْ خَلَقَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجًا لِتَسْكُنُٓوا اِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُمْ مَوَدَّةً وَرَحْمَةًۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

  Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de Allah’ın varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır. “ ( Rûm, 30/21)

“ Müminlerin iman bakımından en olgun olanları, ahlakı en iyi olanlardır. Sizin en hayırlılarınız da eşlerine karşı en iyi davrananızdır. “ ( Tirmizi, Radâ, 11 )

Nezaket: Müslümanların Ortak Değeri

Kaba ve kırıcı olmak Müslümana yakışmaz. En çok da aile içinde yakışmaz.

Müslüman en zor zamanlarda bile söz ve davranışları ile etrafını rahatsız etmemeye çalışır. Üslubunu korur.

Bizim her konuda örneğimiz Peygamber Efendimiz (s.a)’dir. Rabbimiz Peygamber Efendimiz (s.a) ‘e şöyle hitap etmiştir:

Sen onlara sırf Allah’ın lütfettiği merhamet sayesinde yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi. Onları affet, onların bağışlanmasını dile, iş hakkında onlara danış, karar verince de Allah’a güven, doğrusu Allah kendisine güvenenleri sever.” (Âl-i İmran,3/159)

Bu ayetten de anlıyoruz ki, Efendimiz (s.a) ‘in en temel özelliklerinden biri de etrafına karşı tavırlarında dikkatli olması, kırıcı olmaması ve nezaket dilini kullanmasıdır.

Kur'an-ı Kerim öğrettiği güzel bir değer vardır. Müslüman kişi kendisine bir yanlış söz veya davranışta bulunulsa bile buna iyilikle karşılık vermeye çalışır. Şöyle ki:  

İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel olan davranışla sav; o zaman bir de göreceksin ki seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse kesinlikle sıcak bir dost oluvermiş! “ (Fussilet,41/34)

Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Allah Refîk"tir; nezaketi, yumuşaklığı, kolaylığı, lütuf ve ihsanı, şefkat ve merhameti sever. Kaba saba bir tavır karşısında esirgediğini, nezaket ve yumuşaklık karşısında bol bol ihsan eder.” (Hadislerle İslâm,1/225)

“Kime rıfktan (nezaket ve kibarlıktan) bir pay verilmişse o kimse hayırdan nasibini almış demektir. Rıfktan mahrum olan kimse ise hayırdan nasip alamamış demektir.” (Hadislerle İslâm,3/173)

Anne-Babaya Karşı Nezaket

Anne-babaya karşı her daim nezaket her evladın görevidir.

Çeşitli sebeplerle bazı konularda anne-babamızdan farklı düşünebiliriz.

Hatta anne-baba yanlış bile düşünebilir.

Ama bizlerin anne-babalarımıza karşı yanlış yapma hakkımız asla yoktur.

Bu konuda Kur'an-ı Kerim’in getirdiği ölçü çok yüksektir. “Öf” bile demeyi yasaklamıştır. Şöyle buyrulmaktadır:

  Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle. “ (İsra,17/23)

Anne-Baba Çocuk İlişkisi

Kur'an-ı Kerim’in haber verdiği peygamberlerin çocukları ile olan ilişkisi ve kullandıkları dil çok anlamladır. İbrahim (a.s) oğlu İsmail’e şöyle seslenmişti:

Çocuk, babasıyla beraber iş güç tutacak yaşa gelince babası ona, “Yavrucuğum” dedi, “Rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm; düşün bakalım sen bu işe ne diyeceksin?” Dedi ki: “Babacığım! Sana buyurulanı yap; inşaallah beni sabredenlerden biri olarak bulacaksın.”(Saffât,37/102)

Çocukların merhametli yetişmesi çok önemlidir.

Bu da yetiştiği aile ortamındaki muhatap oldukları dil ve davranışlar ile alakalıdır.

Anne/ baba çocuklarına en zor zamanlarda bile hitap diline dikkat etmelidir.

Çocuklarını kendilerinden koparacak bir üslubu kullanmamalıdır.

Eşler Arası Nezaket Dili

Eşlerin saygısı karşılıklıdır. Hitap ederken kullandıkları dil evliliğin devamında önemlidir.

Efendimiz (s.a) eşlerine iltifat ederlermiş.

Eşler arası muhtemel problemleri çözerken de dilimizi dikkatli kullanmalıyız.

Aile Bireylerin Sorumluluğu

Öncelikle Aile bireyleri olarak din kardeşiyiz. Bu itibarla aile içinde bireyler bunun gereğini yerine getirir / getirmelidir : Örn : “ Eliyle ve diliyle zarar veremez “ , “affedici olur” , “ sıkıntısı varsı ilgilenir ve yardımcı olur”; “ zulmedemez” .., vd sorumluluklar

Anne-baba, kardeş… vd: çekirdek aile veya büyük aile sorumluluğu Kur'an-ı Kerim ve sünnet belirler. Bu itibarla;

  Kullanılacak Dil

İman üzere Doğru sözlü olmak:

وَاِذَا قُلْتُمْ فَاعْدِلُوا وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبٰىۚ

“(Birisi hakkında) konuştuğunuz zaman yakınınız bile olsa adil olun...” (En’am,6/152)

وَاِذْ قَالَ لُقْمٰنُ لِابْنِه۪ وَهُوَ يَعِظُهُ يَا بُنَيَّ لَا تُشْرِكْ بِاللّٰهِۜ اِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظ۪يمٌ

Lokmân oğluna öğüt verirken ona şöyle dedi: “Sevgili oğlum! Allah’a ortak koşma; çünkü O’na ortak koşmak kesinlikle çok büyük bir haksızlıktır.”  (Lokman,31/13)

Yumuşak sözlü:

Nasihat dili:

Moral vermek

Ümit aşılamak / ümidi kesmemek:

Bunun en güzel örneklerinden birisi Nuh a.s ‘dır. Oğluna ve karısına son ana kadar davetini yeniledi:

 وَهِيَ تَجْر۪ي بِهِمْ ف۪ي مَوْجٍ كَالْجِبَالِ وَنَادٰى نُوحٌۨ ابْنَهُ وَكَانَ ف۪ي مَعْزِلٍ يَا بُنَيَّ ارْكَبْۭۗ مَعَنَا وَلَا تَكُنْ مَعَ الْكَافِر۪ينَ

“Derken gemi onları, dağlar gibi dalgalar arasında götürmeye başladı. Nûh, uzak duran oğluna, “Haydi yavrum gel, sen de bizimle birlikte gemiye bin, kâfirlerle beraber olma!” diye seslendi.  “ (Hûd,11/42)

Karşılıklı tahammül etmek: eşler birbirinin, çocuklar anne-babalarının, akraba akrabanın meşru olmak kaydıyla dertlerine ortak olup tahammül ederler,

Yardım elini uzatmak, yaraları sarmak:

وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ اَوْلِيَٓاءُ بَعْضٍۢ يَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَيُط۪يعُونَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُۜ اُو۬لٰٓئِكَ سَيَرْحَمُهُمُ اللّٰهُۜ اِنَّ اللّٰهَ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ

“ Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. “ ( Tevbe, 9/71)

 Günahlara engel olmak : Lokman (a.s) ne demişti:

يَا بُنَيَّ اِنَّهَٓا اِنْ تَكُ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِنْ خَرْدَلٍ فَتَكُنْ ف۪ي صَخْرَةٍ اَوْ فِي السَّمٰوَاتِ اَوْ فِي الْاَرْضِ يَأْتِ بِهَا اللّٰهُۜ اِنَّ اللّٰهَ لَط۪يفٌ خَب۪يرٌ

“Lokmân, “Sevgili oğlum” (dedi), “Yaptığın iş bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa, bir kayanın içinde saklansa veya göklerde yahut yerin dibinde bulunsa yine de Allah onu açığa çıkarır. Kuşkusuz Allah her şeyi bütün gizlilikleriyle bilir, O her şeyden haberdardır.” “ (Lokman,31/16)

Sıla-ı Rahim:

Arayıp sormak hal hatır etmek, özellikle bayramlarda imkanlar ölçüsünde aile büyüklerinin yanında olmak,

Dua: Aile Fertleri birbiri için dua eder: hem kendi ailemiz hem de ümmet için, Filistin için…