Din ile Dünya Arasında Denge
(Dinin Rehberliğinde Dünyada Huzur)
Din Nedir?
Din akıl sahibi insanları kendi tercihleriyle bizzat hayırlı olan şeylere götüren ilâhî bir kanundur. Dinin sahibi Allah’tır. (Zümer,39/11)
İslam dininin üç temel hususu vardır:
1. İslam, son dindir. (Âl-i İmran,3/19) , (Mâide,5/3)
2. İslam dininin değişmeyen esasları vardır.
- İtikatla ilgili esaslar: Âmentü esasları bir bütündür ve değişmez.
- Amel ile ilgili esaslar: Namaz, oruç ve hac gibi ibadetlerin temel rükünleri değişmez.
- Ahlak ile ilgili esaslar: Bütün peygamberlerin insanlığa getirdiği ortak ahlaki değerler vardır (Âl-i İmran,3/64), (En’âm,6/151).
3. İslam evrensel bir dindir. (A’râf, 7/158), (Sebe’, 34/28) , (Enbiyâ, 21/107)
İnsanı, Dünyayı ve İçindekileri Tanımlamak
İnsan, eşref-i mahlûkattır (İsra,17/70). Dünya insanın emrine verilmiştir (Câsiye,45/13). Dünya kelimesi Kur’an’da, hadislerle ve diğer kaynaklarda insanın ölümden önceki hayatını, bu hayat boyunca yararlandığı dünya nimetlerini ifade eder. Bizim varlığımızı sürdürdüğümüz, nafakamızı temin ettiğimiz ve mülkiyet elde ettiğimiz mekândır. Dünya fanidir, sonludur (Yunus,10/24). Bu dünyada var olan her şey Allah’a aittir. Kur'an-ı Kerim şöyle haber vermektedir: “ Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır ve Allah her şeyi kuşatmaktadır. “ (Nisâ,4/126). Biz, bizde var olanların emanetçisiyiz.
Dünyadaki Varlıklar İnsana Emanettir
İnsanoğlu dünyaya çıplak gelir ve bir kefen ile gider. Allah korusun bazen kefen imkânı bile bulamaz. Yeryüzünde ne varsa hepsi kendisine emanettir. Elde ettiği ne var ise bunlar kendisinde geçici olan nimetlerdir (Mü’min,40/39). Kur'an-ı Kerim’in ifadesiyle bir oyuncak ve eğlencedir( Ankebût,29/64) Dünyada insanoğlu tek başına değildir. Yeryüzündeki nimetler kendi emrine verilmiştir. Şöyle buyrulmuştur: “Ayrıca O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini kendinden bir lütuf olarak emrinize vermiştir. Bütün bunlarda düşünenler için işaretler vardır.“ (Câsiye,45/13)
Dünya Misafirhanedir
Dünya hayatının geçici olduğunu öncelikle Kur'an-ı Kerim ve Efendimiz (s.a) bize haber vermektedir. Yine tecrübemizle bunu gayet iyi biliriz. Abdullah b. Ömer (ra) anlatıyor: “Allah Resûlü (sav) omzumdan tuttu ve şöyle buyurdu: "Dünyada (kimsesiz) bir garip gibi yahut bir yolcu gibi ol!" (Buhârî, Rikâk,3)
Dünyadaki Her Şeyin Hesabı Vardır
Dünyadaki her şeyin hesabı var. Kur'an-ı Kerim hiçbir ayrım yapmadan bunu bize haber verir. Aklımıza gelen saydığımız veya sayamadığımız ne var ise her nimetin hesabı var. Şöyle buyrulmaktadır: “Nihayet o gün nimetlerden elbette sorguya çekileceksiniz.“ (Tekasür,102/8). Bir başka ayet ise şöyledir: “ Biz, kıyamet günü için adalet terazileri kurarız; artık kimseye hiçbir şekilde haksızlık edilmez. Yapılan, bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu getirir ortaya koyarız. Hesap görücü olarak biz yeteriz. “ (Enbiya,21/47)
Dünyada Denge, Ama Nasıl?
Dünyada dengeyi sağlayan dinin öğrettikleridir. Fıtrata uygun olan budur. Elbette dinin doğru anlaşılması önemlidir. Dünyadaki zulümlerin temelinde küfür ehlinin kendi oluşturdukları dünya vardır. Diğer taraftan da islam dünyasının kendi değerlerini hayata aktarmada ortaya koydukları eksikler ve yanlışlar vardır. Başka bir ifade ile “ kul ” olma bilinci bizi dengeye götüren asıl amildir. Kulluk bilinci de “ hak ” kavramı ile hayat bulur. Her kul, yaratıcıya karşı ve kullarına karşı sorumluluklarını yerine getirirse aynı zamanda dünyadaki denge için gayret etmiş olur.
Müslüman her manada dünyanın imarı için çalışır (Hûd,11/61). Etrafındaki insanlara, diğer canlılara ve varlıklara kötülük etmez. Bilakis iyiliği emreder, kötülükten de alıkoyar (Âli İmrân, 3/104). Kur'an-ı Kerim yeryüzünde ifsadın insan eliyle olduğunu haber vermektedir. Şöyle buyrulmuştur: “İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır. “ (Rûm,30/41). Yaptığımız her şeyin ahirete yönelik bir hesabı vardır. Bu sebeple din ile dünya dengesi esasında dinimizin bize öğrettikleri ile dünyamızı düzene ve dengeye sokmaktır.
Esasında denge konusunu şöyle ifade etmek de mümkündür: dünya-ahiret dengesi. İmanı gereği öleceğini bilen ve ölüm sonrası hesabın varlığına inanan her insan dünyadaki adımlarını dikkatli ve düzgün atar. İman-küfür konusunda babası veya kardeşleri bile olsa tutumu bellidir.(Tevbe,9/23) Kur'an-ı Kerim bize herkesin yaptığının hesabını vereceğini haber verir. Şöyle buyrulmaktadır: “O gün herkes yaptığının karşılığını bulur. O gün hiçbir haksızlık olmayacaktır; kuşkusuz Allah’ın hesabı çok hızlıdır.” (Mü’min,40/17). Yine Yasin suresinde kıyamet gününde kişinin ağzına mühür vurulup eller ve ayakların şahitlik edeceği haber verilir(Yasin,36/65). O zaman;
- Her Müslüman yol haritası olarak önce Kur'an-ı Kerime sonra sünnete bakar.
- Yol haritamız böyle olunca Müslüman kişi, ister kendi isteği isterse başkalarından gelen istekler olsun Kur'an-ı Kerim ve sünnet bu konuda ne diyor diye bakar.
- Kendisinde var olan her nimetin hesabını vereceği gün vardır.(Tekâsür,102/8)
- Yanlış yaptığında tövbe eder (Nisâ,4/17)
- Rabbine, etrafındaki insanalar
- Müslüman kişi hayatını yaşarken;
1. İmanını muhafaza eder, imanına zarar verecek işlerden uzak durur,
2. Farzları tehir etmez ve ötelemez,
3. Kendi nafakası ve bakmakla yükümlü olduğu insanların nafakaları için helalinden çalışır ve üretir,
4. Sıla-ı rahim gibi sorumluluklarını ihmal edemez,
5. Emr-i bil ma’ruf gibi temel sorumlulukları yerine getirir(Tevbe,9/71).
6. Müslümanların hayatlarında denge için vaz geçemeyeceği Kur'an-ı Kerimin öğrettiği temel ahlaki ilkeler vardır. Bazılarını şöyle ifade edebiliriz: Adalet (Nisa: 4/58) , (Nisa, 4/135), (Mâide, 5/8), (Hucurât,49/9); Affedici Olmak (Âl-i İmrân,3/134), (Şûrâ,42/37), (Şûrâ, 42/40), Sözünde Durmak-Vefâlı Olmak (En’âm,6/152), (Nahl,16/91) ; Birlik ve Beraberlik ile Kardeşliği Korumak (Hucûrat,49/10), (Mâide,5/51), (Âl-i İmran,3/103), (Mümtehine,60/1), (Enfâl,8/63); İnfak (Bakara,2/219),(Bakara,2/261-264), (Âl-i İmran,3/134), İstişare (Şûrâ,42/38), Mutedil Olmak (Bakara,2/143), (Lokman: 31/19); İsraftan Uzak Durma (A’râf, 7/31); Sabır (Âl-i İmran,3/186),(Şûrâ,42/43); Ticari Ahlak (A’râf,7/85), (İsrâ,17/35)
7. Kalan zamanını / ömrünü helal ve haram dengesi üzerine yürütür.
Rabbim attığımız her adımda imanımızın öğrettiği güzellikler ile yaşamayı ve bu yolda gayretli olmayı nasip eylesin.
Yorumlar